MÜSLİM b. HACCÂC

Hayatı. 206’da (821-22) Nîşâbur’da dünyaya geldi. 201 (816-17), 202 (817-18) ve 204 (819-20) yıllarında doğduğu da zikredilmiştir. Bir Arap kabilesi olan Benî Kuşeyr’in mevâlisinden olup doğduğu yere nisbetle Nîsâbûrî diye de anılır. Bir eğitimci olan babasından ve çevredeki diğer âlimlerden faydalandığı anlaşılan Müslim on iki yaşında hadis öğrenmeye başladı. Önce Nîşâbur’da el-Muvaṭṭaʾın râvilerinden Yahyâ b. Yahyâ el-Minkarî ile İshak b. Râhûye gibi muhaddislerden istifade etti. İki yıl sonra haccetmek üzere Hicaz’a gitti. Medine’de İsmâil b. Ebû Üveys, Mekke’de Ka‘nebî, Saîd b. Mansûr ve diğer bazı âlimlerden faydalandı. 230 (845) yılından önce hadis tahsili için seyahate çıktı. Arkadaşı ve talebesi Ahmed b. Seleme ile Basra’ya giderek Ali b. Nasr el-Cehdamî’den, oradan Belh’e geçerek Kuteybe b. Saîd’den rivayette bulundu. Ardından Bağdat’a gidip Ahmed b. Hanbel ve Ahmed b. Menî‘ gibi âlimlerden faydalandı. Daha sonra da defalarca Bağdat’a gitti. Kûfe’de Ahmed b. Yûnus’tan hadis öğrendi; birkaç defa gittiği Rey’de el-Câmiʿu’ṣ-ṣaḥîḥ’ini baştan sona kendisine okuyarak tenkitlerini aldığı Ebû Zür‘a er-Râzî ve İbn Vâre ile hadis müzâkere edip onlardan rivayette bulundu. 250’den (864) önce Mısır’a geçti ve Harmele b. Yahyâ’dan hadis rivayet etti. Gezdiği yerlerde kendilerinden faydalandığı diğer hocaları arasında İbn Nümeyr, Ebû Bekir İbn Ebû Şeybe, Ebü’l-Hasan İbn Ebû Şeybe, Ebû Sevr, Ebû Hayseme Züheyr b. Harb, Abd b. Humeyd, İbnü’l-Müsennâ, Bündâr lakabıyla tanınan Muhammed b. Beşşâr, Abdullah b. Abdurrahman ed-Dârimî de vardır. On beş yılda kaleme aldığı el-Câmiʿu’ṣ-ṣaḥîḥ’te sadece 220 hocasından rivayette bulunmuştur. Müslim’in önde gelen talebeleri arasında Ebû Îsâ et-Tirmizî, İbn Huzeyme, Ebû Avâne el-İsferâyînî, İbn Sâid el-Hâşimî, Degūlî, İbn Ebû Hâtim, İbn Mahled el-Attâr gibi muhaddisler bulunmaktadır. İbn Halfûn, el-Muʿlim bi-esmâʾi şüyûḫi’l-Buḫârî ve Müslim adlı eserinde (bk. bibl.) Buhârî ve Müslim’in hocalarından 506 zatın rivayetleri hakkında bilgi vermiştir. Müslim b. Haccâc 25 Receb 261’de (5 Mayıs 875) Nîşâbur’da vefat etti ve şehrin dışındaki Nasrâbâd Kabristanı’na defnedildi. Kabrinin ziyaretgâh olduğu belirtilmektedir.

Hocası Bündâr o devirde dört büyük hadis hâfızı bulunduğunu söylemiş, bunların Rey’de Ebû Zür‘a er-Râzî, Nîşâbur’da Müslim, Semerkant’ta Abdullah b. Abdurrahman ed-Dârimî ve Buhara’da Buhârî olduğunu belirtmiştir. Müslim, râviler hakkındaki tenkit ve değerlendirmelerine güvenilen cerh ve ta‘dîl âlimlerinden biridir. Onun sika bir hadis hâfızı olduğunu söyleyen İbn Ebû Hâtim babasının Müslim hakkında “sadûk” dediğini belirtmiş, İbnü’l-Ahrem de Nîşâbur’dan üç önemli kişiye yetiştiğini, bunların Muhammed b. Yahyâ ez-Zühlî, Müslim b. Haccâc ve İbrâhim b. Ebû Tâlib olduğunu ifade etmiştir. Elbise veya kumaş ticareti yaptığı için “bezzâz” diye anılan ve dükkânında talebelerine hadis rivayet eden Müslim servet sahibiydi. Yardım etmeyi sevdiğinden “Nîşâbur’un cömerdi” diye anılır; onu yakından tanıyanlar hayatında kimseyi çekiştirmediğini ve incitmediğini söylerlerdi. Hocalarına karşı son derece saygılı idi. Buhârî Nîşâbur’a gelince onun derin bilgisine hayran kalmış ve kendisinden hiç ayrılmamıştır. Kur’an’ın mahlûk olduğunu kabul etmeyen Buhârî’ye karşı bazı devlet adamları ve âlimler cephe alınca Müslim onu savunmuştur. Hatta konuya yönelik tartışmalardan hiç hoşlanmayan ve Kur’an’ı telaffuz etmenin ve yazmanın bile mahluk olmadığı görüşünde olan hocası Zühlî’nin, bir derste Buhari’nin, “Kur’an’ı benim telaffuzum mahluktur” sözünü tekrar edip “Kim bu görüşte ise meclisimizde bulunmasın” (Zehebî, XII, 460) sözleriyle Buhârî’ye cephe aldığını gören Müslim oradan ayrılmış, Zühlî’den yazdığı bütün hadisleri onun evine göndermiş ve bir daha kendisiyle görüşmemiştir (Hatîb, XIII, 103). Hem Zühlî’den hem Buhârî’den çok faydalanan Müslim, hocaları arasındaki anlaşmazlıkta Buhârî’nin tarafını tutmakla beraber el-Câmiʿu’ṣ-ṣaḥîḥ’inde her iki hocasından da rivayette bulunmamıştır. Müslim’in Zühlî ile anlaşmazlığa düşmesinin ilim çevrelerinde pek uygun karşılanmadığı anlaşılmaktadır. Nitekim hadis hâfızı Ebû Kureyş, Ebû Zür‘a’ya Müslim’i kastederek, “Bu zat 4000 sahih hadisi bir araya getirdi” dediğinde Ebû Zür‘a, “Geri kalan sahihleri niye toplamamış?” diyerek tepki göstermiş, Müslim’i hocası Zühlî’ye ters düştüğü için eleştirmiştir (Zehebî, XII, 570-571). Müslim’in diğer ehl-i hadîs gibi Selef akîdesini benimsediği, İmam Mâlik, Şâfiî ve Ahmed b. Hanbel’in görüşlerine meyli bulunmakla beraber fıkıh mezheplerinden hiçbirine mensup olmadığı bilinmektedir. Onun daha çok Şâfiî olarak tanınması, muhtemelen el-Câmiʿu’ṣ-ṣaḥîḥ’in bab başlıklarını tertip ederken Nevevî’nin kendi mezhebinin bazı görüşlerini yansıtmış olması sebebiyledir.

Eserleri. 1. el-Câmiʿu’ṣ-ṣaḥîḥ. Ṣaḥîḥ-i Müslim diye de bilinen eser sahih hadislerden tekrarlarıyla birlikte 12.000 (farklı sayımlara göre 7275 veya 7582), tekrarsız 4000 (veya 3033) hadisi ihtiva etmektedir. En belirgin özelliği, bir hadisin güvenilir rivayetlerinin tamamını çeşitli senedlerle bir araya getirmesidir. Ṣaḥîḥ-i Buḫârî ile birlikte Kur’ân-ı Kerîm’den sonra en güvenilir iki kaynak kabul edilmiş ve bu iki kaynak Ṣaḥîḥayn diye anılmıştır. Üzerinde pek çok çalışma yapılmış olan eser birçok defa basılmıştır (Kalküta 1265; Bulak 1290; nşr. Mehmed Zihni Efendi, I-VIII, İstanbul 1329-1332; nşr. Muhammed Fuâd Abdülbâkī, I-V, Kahire 1955-1956).

2. Kitâbü’t-Temyîz. Muhaddislerin hadis tenkidindeki metotlarını ele alan eserin bir kısmı kaybolmuş, geri kalan kısmını Muhammed Mustafa el-A‘zamî geniş bir mukaddimeyle birlikte yayımlamıştır (Riyad 1395/1976, 1402/1982, 1410).

3. eṭ-Ṭabaḳāt (Ṭabaḳātü’t-tâbiʿîn, Ṭabaḳātü’r-ruvât, Esmâʾü’r-ricâl). Sahâbe ve tâbiîn râvilerinden 2246 kişinin Medineliler, Mekkeliler, Kûfeliler, Basralılar, Şamlılar (Suriyeliler) ve Mısırlılar sıralamasına göre dizildiği eser Ebû Ubeyde Meşhûr b. Hasan b. Mahmûd b. Selmân tarafından neşredilmiştir (Riyad 1411/1991).

4. Kitâbü’l-Künâ ve’l-esmâʾ (el-Esâmî ve’l-künâ, el-Esmâʾ ve’l-künâ, el-Künâ). Rivayet zincirinde isimleriyle tanınan râvilerin bazı senedlerde künyeleriyle anılması veya künyeleriyle bilindiği halde isimleriyle zikredilmesi yüzünden ortaya çıkan karışıklığı gidermek amacıyla yazılan eserin Dârü’l-kütübi’z-Zâhiriyye’de bulunan nüshasını Mutâ‘ et-Tarâbîşî geniş bir mukaddimeyle birlikte tıpkıbasım olarak yayımlamış (Dımaşk 1404/1984), Abdürrahîm Muhammed el-Kâşgarî bunun üzerinde yüksek lisans çalışması yaptıktan sonra (1400, el-Câmiatü’l-İslâmiyye ed-dirâsâtü’l-ulyâ) eseri neşretmiştir (I-II, Medine 1404/1984).

5. el-Münferidât ve’l-vuḥdân (el-Efrâd). Kendilerinden sadece bir râvinin rivayette bulunduğu bazı sahâbe veya tâbiîn râvileriyle ilgili olan bu küçük çaplı eser Buhârî’nin eḍ-Ḍuʿafâʾü’ṣ-ṣaġīr ve Nesâî’nin eḍ-Ḍuʿafâʾ ve’l-metrûkûn’ü ile birlikte yayımlanmış (Agra 1323; Haydarâbâd 1325), eser üzerinde Hüseyin Ali Hasan Battî yüksek lisans çalışması yapmış (1404, Câmiatü’l-İmâm Muhammed b. Suûd el-İslâmiyye külliyyetü usûli’d-dîn), Abdülgaffâr Süleyman el-Bündârî ve Saîd b. Besyûnî Zağlûl tarafından da neşredilmiştir (Beyrut 1988). Müslim’in el-Evḥâd, el-Vuḥdân ve Men leyse lehû illâ râvin vâḥid adlarıyla anılan eserleri de muhtemelen bu kitaptır.

6. Ricâlü ʿUrve b. ez-Zübeyr ve cemâʿatün mine’t-tâbiʿîn ve ġayrihim. Eserin Hatîb el-Bağdâdî’nin hattıyla olan Dârü’l-kütübi’z-Zâhiriyye’deki nüshasını (Mecmua, nr. 55, vr. 140-147) Sekîne eş-Şihâbî tıpkıbasım olarak yayımlamıştır (, LIV/1 [1399/1979], s. 107-145).

7. el-Müsnedü’l-kebîr ʿale’r-ricâl (ʿalâ esmâʾi’r-ricâl, ʿale’ṣ-ṣaḥâbe). Günümüze ulaşıp ulaşmadığı bilinmeyen eseri Ebû Avâne el-İsferâyînî’nin ihtisar ettiği belirtilmekte (Kays Âl-i Kays, II/1, s. 235), Muḫtaṣaru Ebî ʿAvâne adlı çalışmanın (, X, 100) bu eser olduğu anlaşılmaktadır.

8. İntiḫâbü Müslim ʿalâ Ebî Aḥmed el-Ferrâʾ. Müslim’in, hocası Ahmed el-Ferrâ’nın rivayetlerinden seçip derlediği bu çalışmayı İbn Hacer el-Askalânî kendi hocalarından okumuş ve eserin rivayeti hakkında bilgi vermiştir (el-Muʿcemü’l-müfehres, s. 333).

Müslim’in günümüze ulaşıp ulaşmadığı bilinmeyen diğer eserleri de şunlardır: el-Aḳrân, el-Câmiʿu’l-kebîr ʿale’l-ebvâb (el-Câmiʿ ʿale’l-ebvâb), Efrâdü’ş-Şâmiyyîne mine’l-ḥadîs̱ ʿan Resûlillâh, el-Evḥâd, Evhâmü’l-muḥaddis̱în, Evlâdü’ṣ-ṣaḥâbe ve men baʿdehüm mine’l-muḥaddis̱în, el-İḫve ve’l-eḫavât, el-ʿİlel (ʿİlelü’l-ḥadîs̱), el-İntifâʿ bi-ühübi (cülûdi)’s-sibâʿ, Kitâbü (Kitâbü ḥadîs̱i) ʿAmr b. Şuʿayb, Ma‘mer b. Râşid’in bazı rivayetlerini tenkit ettiği Kitâbü’l-Maʿmer, Maʿrifetü ruvâti’l-aḫbâr (Kitâbü’l-Maʿrife), Meşâyiḫu Mâlik (Müsnedü ḥadîs̱i Mâlik), Meşâyiḫu’s̱-S̱evrî, Meşâyiḫu Şuʿbe (son üç eser Maʿrifetü [Tesmiyetü] şüyûḫi Mâlik ve Süfyân ve Şuʿbe adıyla da anılmaktadır.), el-Muḫadramûn, el-Müfred, cerh ve ta‘dîle dair Ruvâtü’l-iʿtibâr, Suʾâlâtühû Aḥmed b. Ḥanbel (es-Suʾâlât ʿan Aḥmed b. Ḥanbel), et-Târîḫ, Tafżîlü’s-sünen (Tafżîlü’l-ḥadîs̱ ʿan Resûlillâh ṣallallāhu ʿaleyhi ve sellem), et-Târîḫ, Ẕikru evlâdi’l-Ḥüseyn.

Müslim b. Haccâc’ın hayatı ve el-Câmiʿu’ṣ-ṣaḥîḥ’in metodu üzerinde müstakil çalışmalar yapılmıştır. Mahmûd Fâhûrî’nin el-İmâm Müslim b. Ḥaccâc (Beyrut-Halep 1399/1979, 1405), Meşhûr Hasan Mahmûd Selmân’ın el-İmâm Müslim b. Ḥaccâc ṣâḥibü’l-Müsnedi’ṣ-ṣaḥîḥ ve muḥaddis̱ü’l-İslâmi’l-kebîr (Dımaşk 1414/1994) ve el-İmâm Müslim b. Ḥaccâc ve menhecühû fi’ṣ-Ṣaḥîḥ ve es̱eruhû fî ʿilmi’l-ḥadîs̱ (I-II, Riyad 1417/1996), Hamza Abdullah el-Milibârî’nin ʿAbḳariyyetü’l-İmâm Müslim fî tertîbi eḥâdîs̱i Müsnedihi’ṣ-ṣaḥîḥ (1418/1997), Muhammed Abdurrahman Tavâlibe’nin el-İmâm Müslim ve Menhecühû fî Ṣaḥîḥihî (Amman 1421/2000) bunlardan bazılarıdır. İbn Hacer el-Askalânî ʿAvâlî Müslim: Erbaʿûne ḥadîs̱ münteḳāt min Ṣaḥîḥi Müslim (el-Erbaʿûne’l-ʿâliye li-Müslim ʿale’l-Buḫârî fî Ṣaḥîḥayhimâ) adlı eserinde Ṣaḥîḥayn’da bulunmakla beraber Müslim’in Buhârî’ye göre bir râvi ile âlî olarak rivayet ettiği kırk hadisi derlemiş ve bunları âlî oluş nevilerine göre sıralamıştır (nşr. Muhammed el-Meczûb, Tunus 1393/1973; nşr. Kemâl Yûsuf el-Hût, Beyrut 1405/1985). Rebî‘ b. Hâdî Umeyr el-Medhalî de Dârekutnî’nin Kitâbü’t-Tetebbuʿ adlı eserinde Ṣaḥîḥ-i Müslim’deki doksan beş hadise yönelttiği tenkitleri ve Kādî İyâz, Nevevî ve İbn Hacer el-Askalânî gibi muhaddislerin bu tenkitlere verdikleri cevapları Beyne’l-imâmeyn Müslim ve’d-Dâreḳutnî adlı yüksek lisans tezinde incelemiş (1396/1976, Câmiatü Ümmi’l-kurâ ed-dirâsâtü’l-ulyâ), daha sonra bu çalışmasını yayımlamıştır (Riyad 1420/2000).


BİBLİYOGRAFYA

Müslim b. Haccâc, eṭ-Ṭabaḳāt (nşr. Ebû Ubeyde Meşhûr b. Hasan b. Mahmûd b. Selmân), Riyad 1411/1991, neşredenin girişi, s. 93-136.
a.mlf., Kitâbü’t-Temyîz (nşr. Muhammed Mustafa el-A‘zamî), Riyad 1402/1982, neşredenin girişi, s. 151-158.
, II, 29; XIII, 100-104.
İbn Halfûn, el-Muʿlim bi-esmâʾi şüyûḫi’l-Buḫârî ve Müslim (nşr. Ebû Abdurrahman Âdil b. Sa‘d), Beyrut 1421/2000.
, XII, 460, 557-580.
a.mlf., Terâcimü’l-eʾimmeti’l-kibâr aṣḥâbi’s-sünen ve’l-âs̱âr (nşr. Fehmî Sa‘d), Beyrut 1413/1993, s. 137-147.
, X, 126-128.
a.mlf., el-Muʿcemü’l-müfehres (nşr. M. Şekkûr el-Meyâdînî), Beyrut 1418/1998, s. 159-160, 174, 333.
, I, 175, 202, 485, 555; II, 1099, 1159, 1160, 1387, 1399, 1405, 1453, 1464, 1469.
, I, 166-168; Suppl., I, 265-266.
, I/1, s. 263-277.
Mahmûd Fâhûrî, el-İmâm Müslim b. Ḥaccâc, Beyrut-Halep 1399/1979.
, II/1, s. 218-237.
, I, 104.
, V, 97-100.
Meşhûr Hasan Mahmûd Selmân, el-İmâm Müslim b. el-Ḥaccâc, Dımaşk 1414/1994.
Muhammed Abdurrahman Tavâlibe, el-İmâm Müslim ve Menhecühû fî Ṣaḥîḥih, Amman 1421/2000, s. 5-99.
Abdünnebî Fâzıl, “et-Taʿrîf bi’l-imâm Müslim ve bi’l-ḳaḍâye’l-kelâmiyye fî Ṣaḥîḥih”, Mecelletü Külliyyeti’l-âdâb ve’l-ʿulûmi’l-insâniyye bi-Fâs, sy. 7 (aded hâs bi’d-dirâsâti’l-İslâmiyye), Dârülbeyzâ 1412/1991, s. 257-285.
İdrîs Hammâdî, “Mevḳıfü’l-imâm Müslim mine’l-ḫuṣûme beyne’l-muḥaddis̱în ve ehli’r-reʾy”, a.e., s. 287-337.
A. J. Wensinck, “Müslim”, , VIII, 821-822.
G. H. A. Juynboll, “Muslim b. Ḥad̲j̲d̲j̲ād̲j̲”, , VII, 691-693.
Mücteba Uğur, “Ebû Avâne el-İsferâyînî”, , X, 100.