Hiyârun

Şer karşılığı olarak ayır- iyüik, halkın meyil ve rağbet ettiği nesne, mal gibi manalara gelen. “hayr”in çoğuludur. Malın güzide ve kaliteli olanına denir. 395Hiyâru'ş-Şey' bir şeyin efdal ve tercih edileni manasınadır. Aynı kelime şahıs için kullanıldığı zaman hayrı çok, bazı meziyetleri ve hasletleriyle üstün hale gelmiş kişi kasdedilir. Hadis ilminde el-Irâki'nin İbn Ebî Hatim tarafından ilk defa tasnif edilen ta'dil lafızlarının ikinci mertebesine eklediği lafızlardandır. 396es-Sehâvi'ye göre hayr lafzı da aynı mertebede yer alır. Bu lafzın ta'dîl lafızları arasında yer alması faziletli bir müslüman olan Seyf b. Ubeydillah el-Cermî'ye hayru'1-halk denilmesi sebebiyledir. 397 Kaide olarak ta'dilin İbn Ebî Hâtim'in tasnifine göre ikinci mertebesinde yer alan lafızlardan birisiyle adaletine hükmedilmiş ravinin hadisleri yazılır ve gözden geçirilir; zira İbnu's-Salâh'a ve ona tabi olan alimlere göre bu mertebede bulunan lafızlar ravinin zabt vasfını bildirmezler. Öyle olunca o grupta bulunan lafızlardan biriyle ta'dil edilmiş ravinin hadisleri, zabtının anlaşılabilmesi için gözden geçirilir. Eğer bu gözden geçirme o ravinin gerçekten dâbıt olduğuna hükmetmeye kafi gelmezse hadislerini itibara tabi tutmaya ihtiyaç hasıl olur. 398Haliyle zabt hükmü itibardan sonra verilir. Diğer taraftan hiyârun lafzını hadis imamlarından Abdurrahmân b. Mehdinin şeyhinin ta'dilinde kullandığı meşhurdur, rivayete göre bir gün hadis rivayet ederken “Haddesenâ Ebu Halde” demiştir, “sika mıdır?” diye sorulunca “Sadûktur, me’ınûndur, hiyârdır. Sika olan Şu'be ile Sufyândır” cevabını vermiştir. 399 Sonuç olarak denilebilir ki, hiyârun lafzı bazı muhaddisler tarafından ta'dilin ikinci mertebesinde yer alan diğer lafızlarla aynı derecede ta'dîle delalet etmek üzere kullanılmıştır. Ancak onlar kadar fazla kullanılmış değildir.

Kaynak : Diyanet İşleri Başkanlığı Hadis Terimleri Sözlüğü