İcâze Mu'allaka

İcazetin beşinci nevidir ve tayin edilmiş yahut edilmemiş bir kimsenin arzusuna bırakılmış şeklidir. Böyle bir icazeti şeyh eceztu li-men yeşâ'u fulânun (falanın dilediği kimseye (veya kimselere) icazet verdim) gibi bir eda lafzı kullanarak verir. Hadislerinin rivayet edilmesi iznini kendi insiyatifinden çıkararak bir başkasının arzusuna bırakır. İbnu's-Salâh'a göre bu kabil icazette rivayeti şarta bağlamak ve mucâzun lehin cehaleti söz konusudur. Bu itibarla kuvvetli olan görüşe bakılırsa caiz değildir. Nitekim öyle olduğundan buna ta'lîku'l-icâze (icazeti başkasının arzusuna bırakmak da denilmiştir. Şafii âlimlerden Ebu't-Tayyibi't-Taberî bu görüştedir. Gerekçesi, mechûl bir kimseye icazet kabilinden olmasıdır. Bu yönden tıpkı mucâzun lehi tayin etmeden eceztu li-ba'di'n-nâs veya eceztu ba'da'n-nâs (bazılarına icazet verdim) gibi bir ifadeyle icazet vermeye benzer. Dolayısiyle batıl olur. Batıl olmasının bir sebebi de vekâleti ta'lik etmeye benzemesidir. İcazetin şarta bağlanmış olması da icâze li'1-mechûlün sahih sayılmayış sebeplerindendir; zira kaide olarak cehaletin ifsat ettiğini şarta bağlamak da ifsat eder.422 Bununla birlikte hanbelî âlimlerden Ebu Ya'la İbni'l-Ferrâ ile mâlikilerden Ebu'l-Fadl Muhalled b. Ubeydillah b. Umrûs bu nevi icazeti caiz görümşlerdir. İbn Umrûs'a göre muallak icazette her ne kadar cehalet varsa da, bu cehalet, isteğine bırakılan kimsenin dilemesi halinde kalkar, mucâzun leh tayin edilmiş olur. Bu itibarla batıl olması lazım gelmez. Hanefîlerden Ebu Abdillah'a göre ise bu türlü icazetin muallak bırakılmış vekâlete kıyas edilmesi sahih değildir; zira vekil, kendisine vekâlet verenin azletmesiyle vekâletten düşer, oysa mucâzun leh, icazet verenin rücu etmesiyle rivayetten men edilmiş olmaz. 423 İcazet veren şeyh bazen icazet verdiği kişiyi belirtmekle birlikte rivayeti onun arzusuna bırakır. Bu da bir nevi icâze mu'allaka sayılır. Böyle durumda mucîz, eda sırasında eceztu fulânen in şâ'e'r-rivâye (falancaya rivayet istediği takdirde icazet verdim) gibi bir eda lafzı kullanılır.

Kaynak : Diyanet İşleri Başkanlığı Hadis Terimleri Sözlüğü