Munkatı’

Sözlük bakımından kesmek, kat etmek manasına gelen “kata'a” kök fiilinin infi'al babından ism-i faildir ve kesilmiş, koparılmış, kesik demektir. Hadis terimi olarak umumiyetle ne şekilde olursa olsun, isnadında ittisal bulunmayan hadislere denir. İsnadda ittisalin olmayışı ya ravinin düşmesiyle veya mübhem şekilde ifade edilmesiyle meydana gelir. Ravi düşmesi senedin başında, ortasında veya sonunda bulunsun; sayısı bir veya iki olsun bir ya da peşpeşe olmamak şartıyle birkaç yerinde vuku bulsun farketmez. Bu umumi tarife göre isnadında ravi düşmesi yönünden mürsel de munkatı çeşitleri arasında yer alır. Bununla birlikte Hadis Usulü alimlerinin çoğunluğuna göre munkatı, daha çok isnadda tabiînden sonra gelen ravisi düşmüş olan hadistir. Nitekim el-Hakimu'n-Nisâbûrî munkatı'in mürselden ayrı olduğunu ve ikisinin arasını ayırdedebilen hadiscinin az bulunduğuna işaret ettikten sonra üç şekilde meydana geldiğini söyler. Bunlar sırasıyle isnadda ravinin düşmesi; mübhem bırakılması ve irsal mevkii olan tabiîye varmadan rivayette bulunduğu kişiden işitmeyen bir ravinin rivayetinin olmasıdır. 843Buna göre denilebilir ki el-Hâkim munkatıyı isnadında şeyhinden tabiîye varmadan gerek ravi düşmesi gerek ibhâm, gerekse rivayette bulunmayan bir ravinin bulunması sonucu meydana gelen hadis olarak görmektedir. İbnu's-Salah da el-Hâkim'in bu tasnifini naklederek misallerini vermiş böylece onun tarifine katılmıştır. 844 Munkatı hadisin en meşhur ve kabul gören tarifi el-Irâkî ile İbn Hacer'e aittir. Bu tarife göre munkatı, isnadında sahabîye varmadan bir ravisi düşen hadistir. 845 Bazı âlimlere göre ise munkatı, bir tâbi'ı veya tâbiu't-tâbi'i den kendi sözü veya fiili olmak üzere rivayet olunan haberdir. Fakat bu görüş zayıftır. 846 Meşhur Muhaddis Abdurrezzak’ın şu rivayeti munkatı hadise güzel bir misaldir: “Sufyân-ı Sevri'den, o Ebu İshak'dan, o Zeyd b. Yusey'den, o da Huzeyfe'den rivayet etmiştir. Huzeyfe demiştir ki Hz. Peygamber (s.a.s) şöyle buyurdu: “Hilafete Ebû Bekr'i geçirirseniz (iyi olur); Çünkü o kuvvetli ve güvenilir biridir. Hiç bir kınayıcının kınaması onu Allah yolundan alıkoymaz. Ali'yi geçirseniz (de olur); Çünkü o, yol göstericidir, doğru yoldadır. Sizi de sıratı müstakimde (doğru yolda)dir.” 847 Bu hadisin senedi, ilk bakışta muttasıldır, ancak iyice tetkik eden hadis alimleri onun iki yerinde inkıta olduğunu tesbit etmişlerdir. Bunlardan birincisi, Abdurrezzak'ın bu hadisi Sufyânu'(s-Sevrî)den değil, en-Nu’mân b. Ebî Şeybe'den işitmesiyle oluşmuştur. İkincisi ise Sufyân’ın Ebu İshâk'tan değil, Şureyk'ten rivayetiyledir. Bu duruma göre en-Nu’mân b. Ebî Şeybe ile Şureyk isnaddan düşmüştür. Dolayısiyle hadis munkatıdır. Şu hadis de isnadında ravi ismi mübhem bırakılan munkatıya misaldir: “Ebu Âlâ b. Abdillah b. eş-Şihhîr'den rivayet edilmiştir. O iki kişiden (onlar) Şeddâd b. Evs'den rivayet etmişlerdir. Şeddâd demiştir ki: Hz. Peygamber birimize namazında (dua ederken) şöyle demesini öğretti. “Yâ Rabbi! Senden işler (im) de sebat (etmeme yardımcı olmanı) diliyorum.” 848Görüldüğü gibi bu hadisin senedinde “an raculeyni” diye isimleri açıklanmayıp mübhem bırakılan iki kişiden bahsedilmiştir. Bu ibham ınkita hükmündedir. Dolayısiyle hadis munkatıdır. Munkatı hadisler Saîd b. Mansur'un Sûneninde; Abdullah b. Ebi'd-Dunyâ'nın kitaplarında bol miktarda mevcuttur, Hükmüne gelince isnadında ittisal olmayışı yüzünden zayıftır. Kaldı ki isnadından düşen veya mübhem bırakılan ravî yüzünden meydana gelen inkıta ne şekilde meydana gelirse gelsin, munkatı hadis zayıf grubuna dahildir.

Kaynak : Diyanet İşleri Başkanlığı Hadis Terimleri Sözlüğü