Rivayet Şartları

Ravinin şeyhinden rivayetinin sağlam bir şekilde olmasını sağlamak üzere bazı şartlar konulmuştur. Bu şartlara Hadis Usulünde sıfatu rivayeti'l-hadîs veya daha çok şurûtu'r-rivâye başlıkları altında yer verilir. İbnu's-Salâh, kitabının 26. bahsini “sıfatu rivayeti'l-hadîs ve edâ'ihî” başlığı altında bu konuya ayırır ve burada önce bir kısım hadiscilerin hadis rivayetini zora koşarak ifrata kaçtıklarını, bir kısmının ise işi gevşek tutarak tefrite düştüklerini kaydeder. Sonra da muteşeddid denilen rivayette işi sıkı tutanların, ravinin hıfzından rivayet etmesine taraftar olduklarını; hıfzından rivayet etmediği takdirde hadîsinin hüccet sayılamıyacağı görüşünde olduklarını kaydeder. Ebu Hanîfe, İmâm Mâlik, Şâfiîlerden Ebu Bekri's-Saydalânî rivayette şiddet yani işi sıkı tutmak taraftarıdırlar. Buna karşılık gevşek davrananlar da vardır ki bunlara mutesâhil denilmiştir. Bunlar daha çok kitabından icazetle rivayette bulunanlardır. İçlerinde işi öylesine gevşek tutanlar vardır ki, önceden işittikleri musannef bir eseri bilâhare yaşlandıklarında kendilerine ihtiyaç duyumsal anında cahillik ve hırs yüzünden, satın veya ödünç aldıkları mukabele edilmemiş bir nüshasından rivayete kalkışmışlardır. Aslında rivayette doğru olan ne ifrata ne de tefrite düşmemek; rivayeti aşırı derecede güçleştirmeden ve çocuk oyuncağı haline getirmeden orta yoldan giderek gerçekleştirmektir. Bununla birlikte rivayette ifrat ve tefrite kaçmamak için yukarıda da söz konusu edildiği gibi bazı şartlar tesbit edilmiştir. Önemli birkaçı üzerinde durmak faydadan hali değildir. 1. Eğer ravi, hıfzından rivayet ediyorsa aynı zamanda asıl nüshasını da yanında bulundurmalıdır. Kitaptan rivayet ediyorsa önce kitabını doğru yazarak düzgün bir şekilde zabtetmeli, sonra da aslı ile mukabele etmelidir. 2. Ravi darîr yani doğuştan gözleri görmeyen birisi ise hadislerini iki güvenilir katibe yazdırmalı, kendisine arzedildikten sonra rivayet etmelidir. 1000 3. Ravinin ezberledikleri ile kitabı arasında ihtilaf varsa bakılır. Sadece kitabından hıfzeden birisi ise kitabı esas alınır. Ezberden rivayet eden birisi olduğu takdirde ise ezberi esas alınır. Şu var ki bu takdirde ravinin “hıfzı keza” diyerek açıklama yapması iyi olur. 1001 4. Kitabında yazılı hadisi şeyhinden işittiğini hatırlamayan ravinin o hadisi rivayet etmesi İmam A'zam'a ve bazı şafiîlere göre caiz değildir. İmam Şafiî, Şafiîlerin çoğunluğu ve İmam Ebu Yusuf ile İmam Muhammed'e göre caizdir. 5. Ravinin işittiği hadisi manasıyla rivayet etmesi, lafızlarını ve lafızlanyla kasdedilen manayı iyi bilen, bu manalara aykırı hususlardan haberi olan biri değilse caiz değildir. Böyle birine, rivayet ettiği hadisleri hiçbir değişiklik yapmadan işittiği şekilde rivayet etmesi düşer. 6. Hadisi manasiyle rivayet eden rivayetin ardından “ev kemâ kale, ev nahve hazâ ve benzeri lafızlar getirmelidir. 7. Ravinin bir hadisi ihtisar etmesi, bir kısmını rivayet edip bir kısmını etmemesi ihtilaflıdır. Caiz görenler de vardır, görmeyenler de. 8. Muhaddisin hadisi tashif veya lahn yapmaksızın rivayet etmesi gerekir. 9. Bir muhaddis bir hadisi iki veya daha fazla tarîktan rivayet ettiği zaman, eğer mana ayrı olduğu halde lafızları arasında uyuşmazlık varsa rivayetleri tek isnatta birleştirerek birbirinin lafziyle sevkedebilir. O takdirde isnadında ahberanâ fulânun ve'1-lafzu li-fulânin veya hazâ lafzu fulânin gibi lafızlar kullanılır. Eğer birinin lafzını tercih etmez, her ikisinin rivayetini de kullanırsa o takdirde de ahberanâ fulânun ve fulânun ve tekarebâ fi'1-lafz gibi bir ifade kullanır. 10. Hadis rivayet eden ravinin, şeyhinin üstündeki ricalin neseplerine idrac yaparak bir şeyler eklemek hakkı yoktur. Eğer tafsilat vermek veya mubhemi izah etmek gibi bir maksatla böyle bir idrac yaparsa bu caiz görülmüştür. 11. Hemmâm b. Muhebbih'in Ebu Hureyre'den rivayet ettiği hadisleri ihtiva eden ve tek isnadla rivayet edilen nüsha gibi birçok hadisi ihtiva eden kitap nüshasını rivayet ederken her bir hadiste isnadı tekrar etmesi ihtiyata uygun olur. Ancak bu bir kaide değildir. Nitekim nüshayı rivayet ettiği isnadı ilk hadisin başında sevk etmeyi yeterli görenler vardır. Yalnız bu şekilde rivayette her hadisten sonra ve bi'1-isnad veya ve bibi demesi gerekir. Şu da var ki sema'ı baştan isnadı bir kere sevketmek şeklinde ise nüsha içindeki herbir hadisi aynı isnadı sevkederek rivayet etmek de caizdir. Veki İbnu'l-Cerrâh, Yahya b. Ma'în ve Ebu-bekri'l-İsmâ'ilî bu görüştedirler. Böyle bir rivayette başta zikredilen isnad herbir hadisin başında sevkedilmiş hükmündedir. Ayrıca tek isnadla sevkedilen ne kadar hadis varsa hepsi o isnad üzerine atfedilmiş demektir. 12. Ravi hadis metnini isnaddan önce zikreder. Mesela “Kale Resulullâh (s.a.s) keza ve keza diyerek önce metni verir. Sonra da “ravâ Amru'bnu Dinar an Câbir an Resûlillâh (s.a.s), ahberanâ bihî fulân kale ahberanâ fulân” misali, verdiği metnin isnadı ile ittisal hasıl edinceye kadar isnadını söyler ki bu da caizdir. 13. Yine bir ravi bir isnadla hadis naklettikten sonra ardından aynı hadisin bir başka isnadını getirir ve sonunda mislehû der; ondan rivayette bulunan bir başka ravi ilk isnaddan sonra verilmiş olan metni birinci isnadı zikretmeksizin sadece ikinci isnadla rivayet etmek isterse, bu doğru görülmemiştir. 14. Hadisi rivayet eden şeyh herhangi bir hadisin isnadını sevkettikten sonra metnin sadece bir kısmını zikredip arkasından ve zekra'l-hadîse veya ve zekera'l-hadîse bi-tûlîhî denmiştir. Oysa ravi şeyhinin kısmen rivayet ettiği hadisinin tamamını rivayet etmek istemektedir. Buna cevaz yoktur. Ancak şeyhin zikrettiği kısmı rivayetten sonra şeyhinden sema'ını açıklayacak şekilde ve'l-hadîs bi-tûlihî min keza ve keza iyerek naklederse bu caiz görülmüştür. 15. Hadisin isnadındaki ani'n-Nebî lafzını an-Resûlillâh lafzıyla değiştirmek veya aksini yapmak bazı alimlere göre caiz görülmemiştir. Bunda hadisin şeyhten işitildiği şekilde rivayet edilem arzusunun tesiri olduğu şüphesizdir. Bununla birlikte el-Hatîbu'1-Bağdâdî bunun lüzumsuz olduğuna kanidir. 16. Ravinin şeyhinden rivayeti müzakere gibi zayıf bir rivayet yoluyla olmuşsa eda sırasında bunu söylemesi gerekir. Kasden veya unutarak söylemezse tedlis yaptığına hükmedilir. 17. Hadis, birisi mecruh olan iki raviden rivayet edilmişse mecruh ravinin isnaddan düşürülüp yalnızca sikadan rivayet edilmişcesine zikredilmesi doğru olmaz. Olabilir ki mecruh ravinin rivayetinde sikanın zikretmediği önemli bir husus vardır. 18. Ravi hadisin bir kısmını bir şeyhten, bir kısmını ise başka şeyhten rivayet etmişse ikisini birleştirip her iki şeyhine de isnat etmek kaydiyle rivayet edebilir.1002 En mühimlerini naklettiğimiz rivayet esasları Hz. Peygamber'e ait hadislerin değişiklik, yanlışlık ve hatadan korunabilmesi için tedbir mahiyetinde konulmuş prensiplerdir. Bu ve benzeri şartlara riayet ederek hadis rivayeti alimlerin öngördükleri sağlam rivayettir.

Kaynak : Diyanet İşleri Başkanlığı Hadis Terimleri Sözlüğü