Tirmizî (209-279) ve es-Sünen Adlı Eseri

   Ebû Îsâ künyesiyle meşhur olan Muhammed b. Îsâ et-Tirmizî, 209/827 yılında bugünkü Özbekistan topraklarında bulunan Tirmiz’de doğmuştur. Yirmi yaşını geçtikten sonra ilim tahsili için yola çıkmış ve Arabistan, Mezopotamya, İran ve Horasan gibi çeşitli ilim merkezlerine seyahatler yapmış, Buhârî, Müslim ve Ebû Dâvûd gibi hadisçiler başta olmak üzere, devrin ileri gelen ilim adamlarından hadis almıştır. Ömrünün sonuna doğru gözlerini kaybeden Tirmizî, 279/892 tarihinde Tirmiz’de vefat etmiştir.127
   Tirmizî’nin fıkıh bâblarına göre tasnif ettiği es-Sünen’i, Buhârî ve Müslim’de olduğu gibi Câmi’ türü eserlerde bulunan değişik konulardaki bâbları da ihtiva ettiği için el-Câmiu’s-sahîh adıyla da şöhret kazanmıştır. Ayrıca Sünenü’t-Tirmizî, Câmiu’t-Tirmizî, Sahîhu’t-Tirmizî, el-Müsnedü’s-Sahîh ve el- Câmiu’l-Kebîr gibi değişik adlarla da anılan eser, 51 kitab, 2496 bâb ve 3956 hadisten oluşmaktadır. Bazılarına göre Sahîh veya Câmi’ ismi onun muhtevasına daha uygundur. Zira bu eser, İslâm fıkhı ile ilgili hadislerden başka, diğer mevzulara ait hadisleri de ihtiva eder. Ancak V . yüzyıldan sonra rağbet kazanarak Kütüb-i Sitte arasındaki yerini alabilen eserin, Kütüb-i Sitte’nin üçüncü veya dördüncü kitabı olduğunda ihtilâf edilmiştir.128 Tirmizî’nin es- Sünen’i ile ilgili olarak öne çıkan bazı hususiyetleri vardır. O, bâb başlığı altında bir veya birkaç hadisi verdikten sonra, sırasıyla şu işlemleri yapar:
   a) Hadisin sıhhat durumunu (hasen, sahîh, zayıf, garîb olduğunu) açıklar.
   b) Râvilerin güvenilirlik ve yeterlilik durumunu, varsa seneddeki illeti beyan eder.
   c) Hadisin —varsa— diğer tariklerini verir.
   d) Konuyla ilgili, diğer sahâbîlerden yapılmış rivayetler varsa, onlara da “ve fi’l-bâbi an fülânin ve fülânin...” diyerek, sahâbî isimlerini vermek suretiyle işaret eder.
   e) Konuyla ilgili çeşitli âlimlerin görüşlerini, ilgili hadisle nasıl delil getirdiklerini, ulemâ arasında ittifak mı, ihtilâf mı bulunduğunu bildirir, icmâ varsa, mutlaka işaret eder. Bazen de uygulamanın hangi yönde olduğunu gösterir. Konuya ait birbiriyle çelişen hadisleri zikreder.129
   Eserin sonunda yer alan Kitâbü’l-İlel, sadece Tirmizî’nin kitabında bulunan bir bölümdür. O, burada eserine aldığı hadislerin kısa bir değerlendirmesini yapmış, yararlandığı kaynaklardan söz etmiş, kısmen ricâl değerlendirmesi ile hadislerin lafız ya da mânâ ile rivayet edilmesi gibi konular üzerinde durmuştur. Tirmizî’nin es-Sünen’i, hadis usulü veya mustalahu’l-hadîs’in henüz bir müstakil bilgi dalı haline gelmediği bir dönemde usule ait bazı ıstılahların hadislere uygulanması, bir başka ifade ile usul ile fürûun birleştirilmesi açısından önem arz etmektedir.130

*127 Bkz. Zehebî, Tezkiratü’lhuffâz, II. 633 vd.
*128 Bkz. Çakan, İ. Lütfi, “el- Câmiu’s-Sahîh”, DİA, V II.
*129-130; aynı müellif, Hadis Edebiyatı, s. 69-71.
*129 Makdisî, Şurûtu’l-eimme, 21.
*130 Bkz. Çakan, İ. Lütfi, a.g.m., DİA, V II, 129-130; Hadis Edebiyatı, s. 69-71.