1573 hadisden, 1573 hadis gösteriliyor.

Tarih Ve Medeniyet / Hz. Peygamber'in Mirası ve Vasiyeti

Ebû Hüreyre"den nakledildiğine göre,

Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:

“Bize mirasçı olunmaz, geriye bıraktığımız ise sadakadır!”

(M4585 Müslim, Cihâd, 56)

Kaynak: Diyanet - Hadislerle İslam | Cilt: 7 Sayfa 175 - 176 - 177


Tarih Ve Medeniyet / Hz. Peygamber'in Mirası ve Vasiyeti

Hz. Âişe diyor ki:

“Resûlullah (sav) vefatında geriye ne bir dinar, ne bir dirhem, ne koyun ne de deve bıraktı. Hiçbir şey de vasiyet etmedi.”

(M4229 Müslim, Vasiyye, 18; N3651 Nesâî, Vesâyâ, 2)

Kaynak: Diyanet - Hadislerle İslam | Cilt: 7 Sayfa 175 - 176 - 177


Tarih Ve Medeniyet / Hz. Peygamber'in Mirası ve Vasiyeti

Ebû Hüreyre"den (ra) nakledildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:

“Vârislerim ne bir tek dinarı ne de dirhemi paylaşsınlar. Hanımlarımın nafakasından ve hizmetçimin ihtiyacından sonra bıraktığım mallar sadakadır.”

(B2776 Buhârî, Vesâyâ, 32)

Kaynak: Diyanet - Hadislerle İslam | Cilt: 7 Sayfa 175 - 176 - 177


Tarih Ve Medeniyet / Hz. Peygamber'in Mirası ve Vasiyeti

Kays b. Kesîr anlatıyor: Medine"den bir adam Dımaşk"ta bulunan Ebu"d-Derdâ"nın yanına geldi. Ebu"d-Derdâ ona,

“Kardeşim, seni buraya getiren nedir?” diye sordu. Adam,

“Senin Resûlullah"tan (sav) naklettiğini öğrendiğim bir hadis.” cevabını verdi... Bunun üzerine Ebu"d-Derdâ dedi ki,

“Resûlullah"ı (sav) şöyle derken işittim: "...Kuşkusuz âlimler peygamberlerin vârisleridir. Peygamberler miras olarak ne altın ne de gümüş bırakırlar; onların bıraktıkları yegâne miras ilimdir. Dolayısıyla kim onu alırsa büyük bir pay almış olur."

(T2682 Tirmizî, İlim, 19)

Kaynak: Diyanet - Hadislerle İslam | Cilt: 7 Sayfa 175 - 176 - 177


Tarih Ve Medeniyet / Hz. Peygamber'in Mirası ve Vasiyeti

Talha b. Musarrif anlatıyor:

“Abdullah b. Ebû Evfâ"ya (ra), "Peygamber (sav) vasiyette bulundu mu?" diye sordum. "Hayır." dedi. "Peki, insanlara vasiyette bulunmak nasıl farz kılındı ya da sadaka ile nasıl emrolundular?" dedim. "(Resûlullah) Allah"ın Kitabı"nı (rehber edinmeyi) vasiyet etti." diye cevap verdi.”

(B2740 Buhârî, Vesâyâ, 1)

Kaynak: Diyanet - Hadislerle İslam | Cilt: 7 Sayfa 175 - 176 - 177


Tarih Ve Medeniyet / Hz. Peygamber'in Vefatı: Refîk - i A'lâ'ya!

Enes (b. Mâlik) (ra) anlatıyor:

“Peygamber (sav) hastalığı ağırlaşınca baygınlık geçirdi. Bunun üzerine Hz. Fâtıma (as), "Vay babamın ızdırabına!" deyince, Resûlullah ona, "Bugünden sonra babanın hiç ızdırabı kalmayacak." buyurdu.”

(B4462 Buhârî, Meğâzî, 84)

Kaynak: Diyanet - Hadislerle İslam | Cilt: 7 Sayfa 187 - 188 - 189


Tarih Ve Medeniyet / Hz. Peygamber'in Vefatı: Refîk - i A'lâ'ya!

Hz. Âişe (ra) şöyle derdi:

“(Vefatına sebep olan hastalığı müddetince) Resûlullah"ın (sav) önünde deriden yahut ağaçtan içi su dolu bir kap vardı. Elini suyun içine sokar sonra yüzüne sürer ve "Lâ ilâhe illâllâh! Ölümün sıkıntıları vardır." derdi. Nihayet elini kaldırdı ve ruhu alınıncaya kadar, "Refîk-i A"lâ"ya (En Yüce Dost"a)" buyurdu. Ardından eli düştü.”

(B6510 Buhârî, Rikâk, 42)

Kaynak: Diyanet - Hadislerle İslam | Cilt: 7 Sayfa 187 - 188 - 189


Tarih Ve Medeniyet / Hz. Peygamber'in Vefatı: Refîk - i A'lâ'ya!

İbn Abbâs"tan rivayet edildiğine göre, Hz. Ebû Bekir, (Resûlullah"ın vefatı sonrası yaptığı konuşmada) şöyle demişti:

“Bilin ki aranızdan kim Muhammed"e (sav) kulluk ediyorsa Muhammed ölmüştür. Ama kim de Allah"a kulluk ediyorsa Allah diridir, asla ölmez.”

(B4454 Buhârî, Meğâzî, 84)

Kaynak: Diyanet - Hadislerle İslam | Cilt: 7 Sayfa 187 - 188 - 189


Tarih Ve Medeniyet / Hz. Peygamber'in Vefatı: Refîk - i A'lâ'ya!

Mâlik (b. Enes), Hz. Peygamber"in (sav) hanımı Ümmü Seleme"nin şöyle dediğini nakletmiştir:

“Kazma seslerini duyuncaya kadar, Peygamber"in (sav) vefat ettiğine inanamadım.”

(MU551 Muvatta", Cenâiz, 10)

Kaynak: Diyanet - Hadislerle İslam | Cilt: 7 Sayfa 187 - 188 - 189


Tarih Ve Medeniyet / Hz. Peygamber'in Vefatı: Refîk - i A'lâ'ya!

Enes b. Mâlik şöyle demiştir:

“Resûlullah (sav) Medine"ye girdiği gün (Medine"de var olan) her şey aydınlanmıştı. O, Medine"de vefat ettiği gün ise (Medine"de var olan) her şey karanlığa gömüldü. Daha onun defni ile meşgulken ve daha ellerimizi üzerinden kaldırmadan kalplerimizi tanıyamaz olduk.”

(T3618 Tirmizî, Menâkıb, 1; İM1631 İbn Mâce, Cenâiz, 65)

Kaynak: Diyanet - Hadislerle İslam | Cilt: 7 Sayfa 187 - 188 - 189