4. Hadis Şerhleri

4. Hadis Şerhleri. Hadisleri şerhetmek amacıyla yazılan eserler bir bakıma dirâyetü’l-hadîs ilimlerinin uygulandığı çalışmalardır. Senedlerdeki şahısların kimliklerinin, cerh ve ta‘dîl bakımından durumlarının belirlenmesi, ayrıca hadis metinlerinin sebeb-i vürûdunun, nâsih veya mensuh olup olmadığının tayin edilmesi, nâdir kelimelerinin açıklanması, birbirine zıt gibi görünenlerin telif edilmesi, hadislerden hüküm çıkarılması vb. hususlar hadis şerhlerinin başlıca konularını teşkil eder. Bazı musanniflerin, hadisleri kaydettikten sonra onlarla ilgili açıklamaları da bir nevi şerh olmakla beraber bir hadis kitabının bütün kelimelerini veya açıklanması gereken kısımlarını izah etmek üzere yapılan müstakil çalışmalar, bilindiği kadarıyla IV. (X.) yüzyıldan itibaren Hattâbî ile başlamıştır. Bu arada özellikle Kütüb-i Sitte yoğun şerh çalışmalarına konu olmuştur. Bunlardan Buhârî’nin el-Câmiʿu’ṣ-ṣaḥîḥ’i üzerinde yapılan yüz civarındaki çalışmanın en önemlileri arasında Hattâbî’nin Aʿlâmü’s-sünen adlı kısa şerhi (Süleymaniye Ktp., Ayasofya, nr. 687; Millet Ktp., Feyzullah Efendi, nr. 261, 262, 437; TSMK, III. Ahmed, nr. 393), Şemseddin el-Kirmânî’nin eserdeki bütün müşkilleri halletmek üzere kaleme aldığı el-Kevâkibü’d-derârî adlı hacimli şerhi (I-XXV, Kahire 1935-1945), İbn Hacer el-Askalânî’nin Ṣaḥîḥ-i Buḫârî şerhleri arasında en mükemmeli kabul edilen Fetḥu’l-bârî’si (Delhi 1890; I-XIII, Bulak 1300-1301; nşr. Muhibbüddin el-Hatîb v.dğr., I-XIII, Kahire 1407/1986-87), Bedreddin el-Aynî’nin Fetḥu’l-bârî’den de faydalanmak suretiyle hadisleri çeşitli yönlerden incelediği ʿUmdetü’l-ḳārî’si (I-XI, İstanbul 1308-1311; I-XIII, Kahire 1348; I-XXV, Kahire 1348; I-XX, Kahire 1392/1972), Ahmed b. Muhammed el-Kastallânî’nin, büyük ölçüde Fetḥu’l-bârî’yi esas almakla birlikte diğer şerhlerin aksine her kelimeyi kısa ve özlü bir şekilde açıkladığı İrşâdü’s-sârî’si (I-X, Bulak 1267, 1275, 1276, 1285, 1288, 1292, 1304-1306, kenarında Nevevî’nin Ṣaḥîḥ-i Müslim şerhiyle birlikte; Kahire 1276, 1306, 1307, 1325-1326; Leknev 1876; Nivalkişor 1284) anılabilir. Müslim’in el-Câmiʿu’ṣ-ṣaḥîḥ’inin ilk şerhlerinden biri, Sicilyalı muhaddis ve fakih Mâzerî’nin tamamlamaya fırsat bulamadığı el-Muʿlim bi-fevâʾidi Müslim’i olup (I-VII, Kahire 1328; nşr. Muhammed eş-Şâzelî, I-III, Tunus 1987-1988) eser zaman içinde çeşitli âlimler tarafından ikmal edilmiştir. Nevevî’nin el-Minhâc fî şerḥi Ṣaḥîḥi Müslim b. Ḥaccâc’ı (I-IV, Kahire 1271; I-V, 1283; ayrıca bk. , VII, 126) Ṣaḥîḥ-i Müslim şerhlerinin en önemlisidir. Tirmizî’nin el-Câmiʿu’ṣ-ṣaḥîḥ’inin şerhleri arasında Ebû Bekir İbnü’l-Arabî’nin her hadisin, hatta her babın şerhini ihtiva etmemesi sebebiyle şerhten çok ta‘liki andıran ve Mâlikî mezhebinin görüşlerini esas alan ʿÂriżatü’l-aḥveẕî’si ile (Kanpûr 1299, Tirmizî şerhlerinden üçüyle birlikte; I-XIII, Kahire 1350-1352) Hindistanlı hadis âlimi Mübârekfûrî’nin hadis meselelerine dair iki ciltlik mukaddime ile birlikte kaleme aldığı Tuḥfetü’l-aḥveẕî’si (I-IV, Hindistan 1353) zikredilebilir. Ebû Dâvûd es-Sicistânî’nin es-Sünen’inin şerhleri arasında, bunların ilki olarak bilinen Hattâbî’nin Meʿâlimü’s-sünen’i ile (nşr. Muhammed Râgıb et-Tabbâh, I-IV, Halep 1920-1924, 1932-1934; nşr. İzzet Ubeyd ed-De‘‘âs – Âdil es-Seyyid, I-V, Humus 1389-1394/1969-1974; nşr. Ahmed Muhammed Şâkir – Muhammed Hâmid el-Fıkī, I-VIII, Beyrut 1367-1369/1948-1950 [Münzirî ve İbn Kayyim el-Cevziyye’nin Tehẕîb’leriyle beraber]) Hindistanlı âlimlerden Ebü’t-Tayyib Muhammed Şemsülhak el-Azîmâbâdî’nin ʿAvnü’l-maʿbûd’u (I-IV, Delhi 1918-1923; nşr. Abdurrahman Muhammed Osman, I-XIV, Medine-Kahire 1388-1389/1968-1969) ve Halîl Ahmed es-Sehârenpûrî’nin Beẕlü’l-mechûd’u (nşr. Muhammed Zekeriyyâ, I-XX, Leknev-Kahire 1393/1973) anılabilir. Nesâî’nin es-Sünen’i üzerinde az sayıda şerh çalışması yapılmış olup bunlardan Süyûtî’nin Zehrü’r-rübâ’sı, genellikle Muhammed b. Abdülhâdî es-Sindî’nin 1312 (1894) yılında tamamladığı hâşiyesiyle birlikte yayımlanmıştır (I-II, Kahire 1312, 1348, 1932, I-VIII, 1964; Kanpûr 1848, 1882; Delhi 1272, 1281). İbn Mâce’nin es-Sünen’i üzerinde yapılan çalışmalardan Moğultay b. Kılıç’ın şerhi (Millet Ktp., Feyzullah Efendi, nr. 362, müellif hattı), İbnü’l-Mülakkın’in, Kütüb-i Sitte’ye dahil diğer beş eserde bulunmayan hadisleri (zevâid) şerhettiği Mâ temessü ileyhi’l-ḫâce’si (Edirne Selimiye Ktp., nr. 487), Süyûtî’nin Miṣbâḥu’z-zücâce’si (Delhi 1847), Muhammed b. İsmâil b. Abdülganî ed-Dihlevî’nin İncâhü’l-ḫâce’si (Delhi 1847, 1905) ve Muhammed b. Abdülhâdî es-Sindî’nin bu eser üzerindeki ta‘liklerinden meydana gelen şerhi (Beyrut, ts.) zikredilebilir.

Kütüb-i Sitte dışındaki bazı eserlere de önemli şerhler yazılmıştır. Bunlar arasında, Endülüslüler tarafından Ṣaḥîḥ-i Buḫârî derecesinde güvenilir kabul edilerek Kütüb-i Sitte arasında sayılan İmam Mâlik’in el-Muvaṭṭaʾı, üzerinde en fazla çalışma yapılan eserlerdendir. En önemli şerhlerinden biri, İbn Abdülber en-Nemerî’nin otuz yıldan fazla bir sürede yazdığı et-Temhîd limâ fi’l-Muvaṭṭaʾ mine’l-meʿânî ve’l-esânîd’dir (nşr. Saîd Ahmed A‘râb v.dğr., I-XVIII, Tıtvân 1387-1407/1967-1987). Müellif, İmam Mâlik’in kendilerinden rivayette bulunduğu hocalarını önce alfabetik olarak sıralamış, ardından onlardan rivayet ettiği merfû hadisleri bu sıraya göre şerhetmiştir. Aynı müellif, fıkhü’l-hadîs hususunda değerli bir çalışma kabul edilen bu eserin devamı mahiyetindeki el-İstiẕkârü’l-câmiʿ li-meẕâhibi’l-ʿulemâʾi’l-emṣâr fîmâ tażammenehü’l-Muvaṭṭaʾ min Meʿâni’r-reʾy ve’l-âs̱âr’da (nşr. Abdülmu‘tî Emîn Kal‘acî, I-XXX, Beyrut 1414/1993) el-Muvaṭṭaʾdaki mevkuf ve maktû hadisleri onun tertibine uygun olarak şerhetmiştir. el-Muvaṭṭaʾın diğer önemli şerhleri arasında, Bâcî’nin önce geniş olarak kaleme aldığı el-İstîfâʾ adlı şerhini daha sonra özetleyerek meydana getirdiği el-Münteḳā’sı (I-VII, Kahire 1331-1332), Ebû Bekir İbnü’l-Arabî’nin Kitâbü’l-Ḳabes fî şerḥi Muvaṭṭaʾi Mâlik b. Enes’i (nşr. Muhammed Abdullah Vüld Kerîm, I-III, Beyrut 1992), Süyûtî’nin Tenvîrü’l-ḥavâlik’i (I-III, Beyrut, ts., Dârü’l-kütübi’l-ilmiyye), Muhammed b. Abdülbâkī ez-Zürkānî’nin şerhi (I-V, Kahire 1381-1382/1961-1962; I-IV, Beyrut 1407/1987, 1990), Muhammed Zekeriyyâ el-Kandehlevî’nin Evcezü’l-mesâlik ilâ Muvaṭṭaʾi Mâlik’i (I-XV, Beyrut 1410/1989) anılabilir. İslâm âleminde ve özellikle Hint müslümanları arasında gördüğü büyük rağbet sebebiyle üzerinde en fazla şerh yazılan eserlerden biri de Ferrâ el-Begavî’nin Meṣâbîḥu’s-sünne’si ile (Kahire 1294, 1318; nşr. Yûsuf Abdurrahman el-Mar‘aşlî v.dğr., I-IV, Beyrut 1407/1987) Hatîb et-Tebrîzî’nin onu tamamlayarak yazdığı Mişkâtü’l-Meṣâbîḥ’idir (Kalküta 1257, 1319; Bombay 1271; Delhi 1300; Lahor 1902; nşr. Muhammed Nâsırüddin el-Elbânî, I-III, Dımaşk 1381/1961). Meṣâbîḥü’s-sünne’nin en tanınmış şerhleri arasında, VII. (XIII.) yüzyıl âlimlerinden Zeynülarab Ali b. Abdullah b. Ahmed en-Nahcuvânî el-Mısrî’nin Şerḥu Meṣâbîḥi’s-sünne adını taşıyan büyük, orta ve küçük hacimli üç şerhi (Nuruosmaniye Ktp., nr. 790, 791, 792; Süleymaniye Ktp., Bağdatlı Vehbi Efendi, nr. 273; diğer nüshaları için bk. Ferrâ el-Begavî, nâşirin mukaddimesi, I, 100-103), Beyzâvî’nin Tuḥfetü’l-ebrâr’ı (Süleymaniye Ktp., Hacı Beşir Ağa, nr. 149; Fâtih, nr. 968; Hasan Hüsnü Paşa, nr. 235) zikredilebilir. Mişkâtü’l-Meṣâbîḥ’in şerhleri arasında da Hüseyin b. Muhammed et-Tîbî’nin el-Kâşif ʿan ḥaḳāʾiḳi’s-sünen (nşr. Naîm Eşref Şebbîr Ahmed v.dğr., I-XII, Karaçi 1413), Ali el-Kārî’nin Mirḳātü’l-mefâtîḥ (I-V, Kahire 1309; Mültan 1392/1972; nşr. Sıdkī Muhammed Cemîl el-Attâr, I-X, Beyrut 1412/1992) adlı eserleri ve Mişkât üzerinde muhtelif çalışmaları bulunan Abdülhak b. Seyfeddin ed-Dihlevî’nin hadisleri Hanefî mezhebini ön planda tutarak açıkladığı Arapça şerhi Lemaʿâtü’t-tenḳīḥ ile (nşr. Muhammed Ubeydullah, Lahor 1390/1970, ilk iki cildi bu tarihte, diğerleri daha sonra yayımlanmıştır; Süleymaniye Ktp., Hasan Hüsnü Paşa, nr. 190, 466) daha hacimli bir şerhi olan Farsça Eşiʿʿatü’l-Lemaʿât fî şerḥi Kitâbi’l-Mişkât (I-IV, Leknev 1277) ve Muhammed İdrîs Kandehlevî’nin et-Taʿlîḳu’ṣ-ṣabîḥ’i (I-IV, Dımaşk 1354) sayılabilir.