4. Müsnedler

4. Müsnedler. Müsnedlerin temel özelliği, konularına veya sahih ve zayıf oluşlarına bakılmaksızın hadislerin sahâbe adlarına göre sıralanmasıdır. Bu tertipte, İslâm’a girişteki öncelikleri veya soylarının asaleti yahut kabileleri dikkate alınabildiği gibi sahâbîlerin adları alfabetik olarak da zikredilebilir. Bazı sahâbîlere veya daha sonraki devirlerde yaşayan kimselere nisbet edilen müsnedler yine onların adına vefatlarından sonra tasnif edilmiştir. Meselâ Ebû Bekir Ahmed b. Ali el-Mervezî (ö. 292/905), Hz. Ebû Bekir’in rivayet ettiği 142 hadisi Müsnedü Ebî Bekri’ṣ-Ṣıddîḳ adıyla bir araya getirmiş (nşr. Şuayb el-Arnaût, Beyrut 1390/1970; trc. Ahmed Davudoğlu, İstanbul 1981), daha sonra Süyûtî Cemʿu’l-cevâmiʿinde Ebû Bekir’in naklettiği veya onunla ilgili olarak rivayet edilen 695 hadisi yine Müsnedü Ebî Bekri’ṣ-Ṣıddîḳ adıyla derlemiştir (Bombay 1401/1981). Diğer sahâbîlerin de günümüze kadar ulaşan müsnedleri vardır. Ebû Hanîfe’nin talebelerinin ondan rivayet ettikleri hadisleri derleyerek meydana getirdikleri yirmiyi aşkın müsned bulunmaktadır (Hindistan 1300; İstanbul 1309; Lahor 1312; Leknev 1318; Kahire 1327; Berlin 1929; Beyrut 1985 v.dğr.). Ebü’l-Müeyyed Muhammed b. Mahmûd el-Hârizmî, bu müsnedlerden onunu Câmiʿu’l-mesânîd adlı çalışmasında bir araya getirmiştir (I-II, Haydarâbâd 1913; I-II, Beyrut 1987). Aynı dönemde kaleme alınan Abdullah b. Mübârek’in el-Müsned’i (nşr. Subhî es-Sâmerrâî, Riyad 1987; nşr. Mustafa Osman Muhammed, Beyrut 1411/1991), İmam Şâfiî’nin el-Müsned’i (Erre 1306; el-Üm ile birlikte Kahire 1327, 1952) bu geleneğin devam ettiğini göstermektedir. En tanınmış müsnedler arasında Ebû Dâvûd et-Tayâlisî’nin, 281 sahâbenin rivayetlerini ihtiva eden ve ölümünden sonra onun adına telif edilen el-Müsned’i (Haydarâbâd 1321/1903; Beyrut 1406/1985), Abdullah b. Zübeyr el-Humeydî’nin 1300 rivayeti derleyen el-Müsned’i (nşr. Habîbürrahman el-A‘zamî, I-II, Haydarâbâd 1381-1382/1962-1963), 904 sahâbî tarafından rivayet edilen 30.000 hadisin yer aldığı Ahmed b. Hanbel’in el-Müsned’i (I-VI, Kahire 1313; nşr. Ahmed Muhammed Şâkir – Hamza Ahmed ez-Zeyn, I-XX, Kahire 1416/1995) zikredilebilir. Bakī b. Mahled tarafından kaleme alınan ve 1013 sahâbînin rivayet ettiği 30.969 hadisi ihtiva ettiği belirtilen el-Müsnedü’l-kebîr’i ise günümüze ulaşmamıştır.

Zamanımızda da bazı müsned çalışmalarına rastlanmaktadır. Beşşâr Avvâd Ma‘rûf ile dört arkadaşı İmam Mâlik’in el-Muvaṭṭaʾı, Humeydî, Ahmed b. Hanbel ve Abd b. Humeyd’in müsnedleri, Ṣaḥîḥayn ile dört meşhur süneni, İbn Huzeyme’nin eṣ-Ṣaḥîḥ’i, Buhârî ile Nesâî’nin tanınmış bazı kitapları ve Tirmizî’nin Şemâʾilü’n-nebî’sindeki hadisleri önce sahâbe adlarına göre müsned tarzında, sonra da her bir müsnedi kendi içinde konularına göre tertip ederek meydana getirdikleri 1237 sahâbînin 17.802 hadisini ihtiva eden müsnedlerine el-Müsnedü’l-câmiʿ adını vermişlerdir (I-XX, Beyrut 1413/1993). Muhammed Fuâd Abdülbâkī de Câmiʿu’l-mesânîd adını verdiği eserinde Buhârî’nin el-Câmiʿu’ṣ-ṣaḥîḥ’indeki hadisleri aynı şekilde önce 196 sahâbînin müsnedi olarak tertip etmiş, ardından her bir müsnedi kendi içinde konularına göre sıralamıştır (I-VI, Kahire 1412/1991).